106) HÜCUMAT-I SİTTE’YE DAİRDİR

106) HÜCUMAT-I SİTTE’YE DAİRDİR

اَلسَّلاَمُ عَلَيْكُمْ وَ رَحْمَةُ اللّٰهِ وَ بَرَكَاتُهُ

Sual: Hücumat-ı Sitte, Birinci Desise: Şeytan-ı ins, şeytan-ı cinniden aldığı derse binaen Hizb-ül Kur’an’ın fedakâr hadimlerini hubb-u cah vasıtasıyla aldatmak. Bu dersteki murad nedir ve ne şekilde oluyor? Hubb-u cah’dan murad dünyevi maksat mıdır, yoksa velayet makamatı mıdır?

Cevab: Hubb-u cah’dan murad: Makam sevgisi, şöhret sevgisi… İlâ âhir… manalarıdır. Kur’an’ın fedakâr hadimlerini şeytan-ı ins, şeytan-ı cinniden aldığı derse binaen kandırmak istiyorlar, ta ki vazifeleri ve yapmış oldukları hizmetleri zir-ü zeber olsun. Şeytan-i insinin Kur’an’ın hadimlerini bu yola sevk etmeleri için ancak hubb-u cah vasıtasıyla mümkün olacağını dessas ehl-i dalalet ve ilhad bildikleri için hubb-u caha başvuruyorlar. Yani; Makam sevgisini, şöhret sevgisini Kur’an’ın hadimlerine göstererek o vazifeden vazgeçirmek istiyorlar. Bunun da en tehlikeli, en zararlı tatbik metodu hubb-u cahdır.

Derler: Sen burada hizmet yapmakla ne elde ediyorsun, sana şurada şu kadar maaş verelim, şu makama seni tayin edelim. Hem dünyanı kazan, hem boş meşguliyetten kurtulursun. Bunun gibi sözlerle kandırmaya çalışırlar. Hubb-u cah dünyeviyede olur. Telvihata müracaat olunsun.

Sual: Hutuvat-ı Sitte’de: “Ehl-i dünyanın hafiyelerine, ehl-i dünyanın propagandacılarına veya şeytanın şakirtlerine…” Bu üçünün izahını yapar mısınız?

Cevab: Ehl-i dünyanın hafiyeleri: Bu hizmette teşrik-i mesai eden Kur’an’ın hadimlerini veya muhiblerini kandırmak, o iman topluluğunu dağıtmak için ehl-i dünyanın hafiyeleri, o cemaatin muhibbi ve müştakı ve mensubuyum diyerek gelip girerler. O cemaati dağıtmak için çeşitli yollardan kendi metotlarını tatbik etmek için çare ararlar. Dolayısıyla şikâyetlere, baskınlara, kardeşleri birbirinin aleyhine düşürmeye sebep olmaya çalışırlar.

Ehl-i dalaletin propagandacıları: Müslümanları iman hizmetinden vazgeçirmek için ve iman bağlarını koparmak için çeşitli sebepler ileri sürerler. Mesela: kuru bir milliyetçiliği dava ederler. Ta ki Müslümanlar parçalansın kuvvet bağları kopsun. Türkçülüğü dava eden bir adam İslamiyet bağları ile bağlanan birçok milliyet sahiplerini kuru bir milliyetçilik ile parçalar. Koskoca cemaat-i İslamiyeyi birer kavmiyet-i milliye şekline sokmağa çalışırlar. Maksat; gayelerine ulaşmak için Müslümanları parçalamaktır.

Şeytanın şakirtleri: Nefs, su-i karin, dünya, şeytan vasıtasıyla vesvese vermeye çalışırlar. Bir vesvese karşısında kalan şahıs eğer ihlas düsturlarını bilmezse çabuk mağlup olur. Eğer ihlas düsturlarını bilse; her bir vesveseye karşı ihlas düsturlarını ileri sürer, o şeytanın ve şakirtlerinin desiselerinden kurtulur. Dünya onu tamaa sevk etmez.

                                                                                           El Baki El hubb-u fillah,

    Muhibb-i Muhlisiniz,  İbrahim Hulusi

Orjinalini indirmek için tıklayınız!

Bir önceki yazımız olan 105) NEFSİMİZ BİZE BİR KÖTÜLÜKLE EMREDERSE .... başlıklı makalemizde nefisterbiyesi hakkında bilgiler verilmektedir.