اَلسَّلاَمُ عَلَيْكُمْ وَ رَحْمَةُ اللّٰهِ وَ بَرَكَاتُهُ
Sevgili Kardeşim,
Birinci Sualiniz: 24. Mektubun Üçüncü remzinde: “Eğer zîruh ise, zevil-ukûlden değilse, onların zeval ve firakı, bir adem ve fena değil; belki vücud-u cismanîden ve vazife-i hayatın dağdağasından kurtulup, kazandıkları vazifenin semerelerini bâki olan ervahlarına devrederek; onların o ervah-ı bâkiyeleri dahi birer esma-i İlahiyeye istinad ederek devam eder, belki kendine lâyık bir saadete gider.” Bunların gideceği saadet yeri cennet midir? Bunlarda mahşerde hesap yok mudur?
El Cevab: Cenab-ı Hak hayat nimetine mazhar ettikleri mahlûklarından insanlar, hem zişuur hem ziruh olduklarından bunlardan mükellefiyet çağına gelmeden ölenlerle, akıllarını Allah muhafaza etsin kaybetmiş olanlar mes’ul olmazlar. Gidecekleri yer; çocuklardan mü’minlerin evlatları cennete, kâfirlerin evlatları a’rafa giderler, delilerin de a’rafta kalacakları rivayeti vardır. Ancak sinn-i teklife girdikten sonra deli olanlar, akılları varken kazançları ne ise ona göre ya ehl-i Cennet veya ehl-i Cehennem olurlar. Hayvanlar, birbiri ile haklaşır sonra cisimleri toprak olur, ruhları baki kalır. Bazı hayvanlar; Hazreti İsmail’in koçu, hüdhüd-ü Süleymani ve Ashab-ı Kehf’in köpeği gibi olanlar ruh ve cisimleriyle Cennette bulunurlar. Bunlar mümessildirler.
Nebatat yani yerde biten şeylerdir ki; bunların ruhları vardır. Akılları olmadığından mes’uliyetleri yoktur. Hayata mazhar olmakla Esma-i İlahiyenin onlarda tecelli etmesi o esmanın onlarda muvakkat tecellileri kâfi mükâfatları olmadığından, o esmanın beka âleminde onların misali cesetlerine giren ruhların da daimi tecellileri olacağına, yani ceza ve hesapları yok. Esma-i İlahiyeye ayinedarlıklarının mükâfatları var. Elbette imanlılara vaad olunan Cennete girmeleri değil, belki bir nev’i hayat-ı bakiyeyi, cesed-i misaliye girecek ruhlarıyla mazhar oldukları esmanın daimi tecellisi ile zevk alarak yaşarlar.
İkinci Sualiniz: “Karanlık gece parçaları gibi (birbirini takip eden) fitnelerin vukuundan evvel (Salih) amellerde acele davranın. (O badire içinde) İnsan mümin olarak sabahlar, kâfir olarak akşamlar. Mü’min olarak akşamlar, kâfir olarak sabahlar. (Onlardan her biri dünyanın geçici ve az bir menfaati mukabilinde dinini satar.)” Hadis-i Şerifi, içinde yaşadığımız zamana bakıyor mu?
El Cevab: O Hadis’in tam zamanını yaşıyoruz. Bu zamanın fitneleri doğruca insanın imanını almaya kast ediyorlar. İşte İman-ı tahkiki dersleri muktezasiyle amel edilmek şartiyle, bu zamanın bu çok ehemmiyetli fitnelerine birer perde ve siper olur. Fazla izaha lüzum görmüyorum. Allah cümlemizi o fitne ateşlerinden korusun. Amin.
Üçüncü Sualiniz: Esma-i Hüsna yalnız 99 isimden ibaret değildir. Esma-i İlahiye sayılamayacak kadar çoktur. 99 esma bu işin mütehassısları tarafından diğer esmayı da içlerine aldıkları için seçilmişlerdir. Mesela; Hannan: Rahim ma’nasınadır, Mennan: Mün’im manasınadır.
İnsanlar bu Esmanın başına abd kelimesini koymak suretiyle kullanabilirler. Mesela: Abdullah, Abdurrahman, Abdurrahim, Abdürrezzak, Abdülmennan, Abdülmelik, Abdüsselam… gibi.
Buradaki tanıdıklarınızı da niyetime alarak hepsi namına size ve hastanıza daimi afiyetler ve bütün mensuplarınıza aile ve akraba ve ahbabınıza binler selam eder, hayır duanızı beklerim.
El Baki El Hubb-u fillah,
Muhibbi Muhlisiniz
İbrahim Hulusi
Orjinalini indirmek için tıklayınız!
Bir önceki yazımız olan 107) ÖLÜMÜ ÇOK ZİKREDİNİZ'DEN MAKSAT NEDİR? başlıklı makalemizde ölüm hakkında bilgiler verilmektedir.