اَلسَّلاَمُ عَلَيْكُمْ وَ رَحْمَةُ اللّٰهِ وَ بَرَكَاتُهُ
Sual: İmamlık?
Cevab: Mühim ve şerefli bir hizmettir. Muvaffakiyetler temenni ederiz.
Sual: Mesaib-i diniye devamdadır, çare nedir?
Cevab: İstiğfar ve Rahmet-i İlahiyeye iltica, hadiselere pencerelerden bakmak, içlerine girmemek, teenni ve tedbire ehemmiyet vermek ve sabırla neticeye intizar eylemek tavsiyeye değer. Ve minallahil tevfik.
Sual: En makbul bir dua nasıl yapılır sorumuza verilen cevapta; salavat-ı şerife istiğfardan sonra dua yapılmalı şeklinde anladım. Acaba salavat-ı şerife istiğfardan sonra da okunmalı mıdır?
Cevab: Evvela istiğfar ile yani; kusurunu görüp istiğfar ile temizlenmek lazımdır. Salavat-ı şerife makbul bir dua olup iki makbul dua arasındaki dua da kabul olunur red olunmaz. Bundan dolayı duayı iki Salavat-ı şerife arasına almalıdır.
Sual: 11. Sözde; “Hem şu kemalâtının âsârıyla, manevî cemalini size göstermek istiyor. Siz dahi onu görmeğe ve teveccühünü kazanmağa iştiyakınızı gösteriniz.”
- Manevi cemalden kast nedir?
- Nasıl göreceğiz?
Cevap: Cemal-i İlahi tarife sığmaz. O ancak ahirette, ehl-i imana vaad edilen en ali bir nimettir. İnsan nevinden yalnız Hz. Peygamber mi’racta cemal-i ba kemal-i İlahiyi görmeye muvaffak olmuş. Mi’rac vasıtası ile, ahirette de ümmetine bu şerefe nail olunacağı müjdesini getirmiştir. (En’am suresinin 103. ayetine de bakılsın)
Sual: “Akılları bozulmuş, kalbleri sönmüş olduklarından, saraya girdikleri vakit, nefislerine mağlub olup lezzetli taamlardan başka hiç bir şeye iltifat etmediler.” (İzahı)
Cevap: Akılların neden bozulduğu, kalblerin sönmesi sebebi; sualde açıklandığı gibi, nefislerine mağlup, lezzetli taamlardan başka hiç bir şeye iltifat etmemekten yani; ahsen-i takvime istidatlı yaratılışlarını bırakıp hayvan olmaya özendikleri içindir.
Çare: Nefsin kötü isteklerine uymamak, kalbin de Allah’a iman ve Allah sevgisine tahsisi lazımdır ki sönmesin.
Sual: Namaz enva-ı ibadetin fihristesidir deniliyor. Hangi yönlerden bu fihristelik vazifesini yapıyor?
Cevap: Namazda kıyam; İnsanlara, ağaçlara benzer.
Rükû; Dört ayaklı mahlûklara,
Sücud; Yerde sürünenlere,
Kuûd; Tepelere, kayalara ve yerleşmiş gibi görünen taşlara benzer. O mahlûkların halen yaptıkları ibadeti, mü’min namazı ile yapıyor, bir nevi fihriste oluyor.
Sual: Letaif-i insaniyye nelerdir?
Cevab: Letaif-i insaniye 10 latif duygudur. 1. Kalp, 2. Ruh, 3. Sır, 4. Hafi, 5. Ehfa, 6. Toprak, 7. Su, 8. Hava, 9. Ateş-Nur, 10. Nefs-i natıka. (Bunlar için lügate bakınız.)
Sual: “Esma-i İlahiyenin definelerindeki cevherleri, manevî cihazat mizanlarıyla tartıp bilmek makamında, tenzih ve medih vazifesine başladılar.” (İzahı)
Cevap: Cevher; bir şeyin özü, esası veya vücudu hissedilip el ile tutulmayan ve göz ile görülmeyen tarafı demektir. Hâlık isminin definesi bütün yaratılanlara şamildir. Rahman-Rezzak İsmi; Yaratılanların ayrı ayrı erzakını içine alır. Latif İsmi; İlahi masnulardaki ince san’atlara, Müzeyyin İsmi; O masnulardaki düzenli süslemelere. Zahiri beş duygu cevherdirler.
Manevi cihazlar; Akıl, kalb, ruh gibi fıtratımıza konulan latifelerdir.
Tenzih ve medhi; Dilimizce SübhanAllah, Elhamdülillah, Allahu Ekber demekle yaptığımız gibi, namazdaki kıyamdan rükûa, rükûdan kavmeye yani; doğrulmaya oradan sücuda gitmemizle de bilfiil gösteririz.
El Baki, El hubb-u fillah,
Muhibb-i Muhlisiniz, İbrahim Hulusi
Orjinalini indirmek için tıklayınız!
Bir önceki yazımız olan 110) İMANİ DERSLERE KORKUSUZ DEVAM EDİNİZ başlıklı makalemizde namazöncesiniyet ve surelerin fazileti hakkında bilgiler verilmektedir.