اَلسَّلاَمُ عَلَيْكُمْ وَ رَحْمَةُ اللّٰهِ وَ بَرَكَاتُهُ
Muhterem Kardeşim,
Mektubunuzu aldım, sıhhatinizden memnun oldum. Devamını Allah’tan dilerim. Müşkülatınıza dair cevaplar aşağıdadır.
1- 28. Mektub’ta bahsi geçen sarıklı zat Eğirdirli Merhum Hacı Azizin Hafız Mustafa idi. Onun bazı taşkınlıkları genç bir çocuk vaziyetinde âlem-i manada bize görünmüştü. Risale-i Nur’u gayet perişan bir yazı içerisinde ilk defa bu merhum zatta görmüştüm ve onun tavsiyesiyle Üstad’la muhabereye ve görüşmeye muvaffak olmuştum. Fakat Üstadın tabiri zaman göstermiştir ki; Nur’lara çok genç ve faal simalar sahip çıkmışlar bu kudsi hizmeti benimsemişlerdir. Kimdir? Sualine arzu ettiğiniz katiyette cevab vermeye mesleğimizin esası olan ihlas manidir.
2- Malumunuzdur ki bu meslek şahıs değil, şahsiyet-i maneviye mesleğidir. Rükünlere dikkat etmek, kanaatimce esasa muhalefet etmek olur. Bu arzunuza da sizi memnun edecek bir cevab veremeyeceğim.
3-Varisler, hastalığı zamanında hayatta bulunup sünnet olan vasiyeti yerine getirecek zatlardır. Üstad Hazretleri bir tarikatın piri değildir ki postnişinlik vazifesini birine veya bir zümreye aralarından birini seçmek üzere bıraktığı, varis yaptığı düşünülebilsin. Bu bab da bir şura da düşünülemez.
Hem bir hadis-i şerif ile sabit olan her yüzyıl başında bu ümmete Cenab-ı Hak imanlarını tecdid için bir müceddid göndermesi hususunu onun bir ferdi bu asırda Risale-i Nur’dur diyen üstadımızdır.
4-Her iş(ini) bırakılıp Kur’an yazısı ile iştigali iyi görüşlü ve isabetli düşünüşlü hiçbir Nur’lardan tefeyyüz eden Kur’anın tilmizi doğru bulmaz. Çünki vaziyet ona müsait değildir. Yalnız matbua hurufatıyla Risalelerin bol bol neşrine çalışıp Kur’an hattını büsbütün ihmal etmek, o da doğru olmaz. Nasıl Kur’anı okumaya kendimizi mecbur biliyorsak bu Kur’ani hurufatla yazılan eski eserleri okuyabilmek için ve bu yazıyla da iştigali vazifemiz arasına almak makul olur düşüncesindeyim.
5-Mucizeli Kur’an bu zamanın en şöhretli ehil bir hattatı olan Hamid’in yazısıyla ilk i’caz şekli Üstad tarafından görülmüş olduğu şekilde yazılması uygundur. Rivayet edilen 9. mucizeli yani; tevafuklu Kur’andaki şekil, tevafukun sırrına değil, göze daha cazip görünsün diye sanat bakımından bir davranışın neticesidir. Tevafuk, sanat hissi ile bir davranışa bağlanamaz.
6-Rüyanızın tabirinde benim ismimin geçmesi ve şahsımı medhe layık görmeyişim dolayısıyla tabirine girmekte kendimi mazur sayıyorum.
Cenab-ı Hak bizleri ihlas dairesindeki düsturları tam benimsemiş hakiki, muhlis şakirdlerden eylesin ve bu esasa sadık kalarak imani, Kur’ani hizmetlerde inayet ve Rahmet-i ilahi altında çalışmaktan başka bir emel ile uğraştırmasın temennisiyle hitam veririm.
El Baki Hüvel Baki, Muhibb-i Muhlisiniz
İbrahim Hulusi
Orjinalini indirmek için tıklayınız!
Bir önceki yazımız olan 148) KUR'AN'IN HÂDİMİ VE TİLMİZİ VASFINI KAYBEDİYORLAR başlıklı makalemizde uydurmarüya; safdiller hakkında bilgiler verilmektedir.