158) FENA VE BEKA DAKİ MAKSAT NEDİR?

158) FENA VE BEKA DAKİ MAKSAT NEDİR?

اَلسَّلاَمُ عَلَيْكُمْ وَ رَحْمَةُ اللّٰهِ وَ بَرَكَاتُهُ

Sual: İnsan Nur-u Muhammedi (A.S.V)’den yapılmış. İnsanın sima-yı manevisinde o Nur’u seyretmek mümkün olmuştur. O simada onu görmeden teşahhusat-ı İlahiyeyi görmek mümkün müdür?

Cevab: Kâinatın yaratılmasının İnsan için olduğuna ve insanlar içinde en müntahap en makbul ve en mahbup Hazret-i Muhammed (S.A.V) olduğuna şüphe yoktur. Mü’min şahsiyet-i insaniyetinin kıymete çıkmasını tefekkürle anlar. Kamil insanları idrak terazisi ile ölçer. Herkes bilir ki insan nev’i içinde o zattan daha mahbup-u İlahi ne gelmiş ve ne de gelecektir.

Sual: “Ümidim var ki, istikbal semavatı ve zemin-i Asya, bâhem olur teslim yed-i beyza-i İslama. Zira yemin-i yümn-ü imandır, verir emn-ü eman ü enâma.” Bundan murad nedir?

Cevab: Bu sualiniz; ye’se düşmemek ve istikbale ümitle bakan ve baktıran bir hakikatı gösteriyor. Vazife hizmettir. Neticeye ulaşmak, Allah’ın rahmetine ve hikmetine aittir. Vesselam.

Sual: Fena ve Beka’daki maksat nedir?

Cevab: Fena ol ki Bâki’yi bulasın. Yani masivayı terk et, varlığından geç, yok ol ki Hayy-ı Kayyumu, Bâki-i ezel ve ebedi bulabilesin. Yani; Hayatın bir gün sana hayat nimetini verenin huzuruna çıkacağını düşünerek O’nun rızası dâhilinde amel etmek gayretini bırakmamak ile Bâki’yi bulmak, Bâki ile olmak müyesser olur, inşâallah.

Sual: Ahirzamanda Resulullahı (A.S.V) kabul edip, tevbe etmek ve Allah’ın izniyle o tevbe üzerinde durursa tevbesi makbul olur mu?

Cevab: Cenab-ı Hak, mü’minin ciddi pişmanlığını, istiğfarından evvel kabul ediyor. Hz. Peygamber (S.A.V) tevbe edenler hakkındaki ümit verici, şüpheden kurtarıcı kat’i emirleri vardır.

Binaenaleyh tevbe edenin tevbesinin kabul edileceğine şüphe etmemek gerektir. Tevbenin asıl manası; fiile ciddi nedamet ve bir daha işlememeye azm ü cezm ü kast eylemektir.

El Baki, El hubbi fillah, Muhibbi Muhlisiniz

İbrahim Hulusi

Orjinalini indirmek için tıklayınız!

Bir önceki yazımız olan 157) İNSAN KAİNATIN KÜÇÜK BİR MİSAL-İ MUSAĞĞARIDIR. başlıklı makalemizde misalimusağğar hakkında bilgiler verilmektedir.