SUALLER
29. Söz ikinci maksat üçüncü esasın neticesi hulasasındaki ince remizli bir meseleden izahını istediğiniz şeyler aynı yerde biraz aşağısında izah edilmiştir. Su kendi zararına olarak incimad eder, yani donar. Donan sıvı halinden katı bir hale döner. Buzda buzun zararına temeyyu eder. Yani su haline gelir. Lüb kışrın zararına kuvvetleşir. (Bir kaysıya bakalım henüz yeşil ve katı vaziyettedir, içini açalım görürüz ki çekirdek su gibi ince bir zar içindedir. Olgun kaysıya bakarsak dışarısı yumuşamış yenecek hale gelmiş lüb denilen içine bakarsak katı kabuklu bir çekirdek görürüz. Lafz mana zararına kalınlaşır. Lafız, söz ve kelime demektir. 25. sözde Kur’an’ın lafzında ki fesahat harikadır. Kur’an manen uslubu beyan ciheti ile fevkalade beliğ olduğu gibi lafzında gayet selis bir fesahati vardır. Fesahatin kati vücuduna delil usandırmamasıdır. Binler defa tekrar edilse usandırmıyor belki lezzet veriyor. Küçük bir çocuğun hafızasına ağır gelmiyor hıfz edebiliyor. En ağır bir çift sözden eza duyan hasta kulağa hoş geliyor. (Dinlenmededir.) Sekaratta ki kimsenin kulağına şerbet gibi oluyor.
(Selis: selasetli, fasih ve beliğ olan düzgün ve akıcı ifade
Selaset: Anlatıştaki kolaylık ve rahatlık, açık, kolay, akıcı ve ahenkli ifade.
Fesahat: Doğru ve düzgün söyleyiş)
25. Sözde ki bu tarife göre söz ve kelime demek olan lafızdan ne zaman bir mana çıkabilirse o zaman lafız kıymetli olur.
Ruh cesed hesabına zaifleşir. Cesed ruh hesabına inceleşir. İnsan sıhhati muhafaza kaygısı ile çok ve çeşitli yemeklerle tenini beslerse yani oburluğa şişmanlığa heveslenirse o kimsenin ruhu zayıflar. Yetecek kadar yer ve içerse o kimsenin cesedi biraz zaif olur ama ruhu inceleşir manası kuvvetleşir.
SUAL: Nur ve nurani şeyler ne kadar nuraniyette terakki etseler o nisbette ince ve gizli şeylere nüfuzu tam ve kati olur.
CEVAB: 23. sözün ikinci noktasında denildiği gibi iman nurdur insan imanda ne kadar terakki eder yani imanını taklitten kurtarıp hakkelyakîn mertebesine ulaştırırsa o nisbette ince ve gizli şeylere nüfuz edebilir. Tafsilat için bu ikinci noktaya ve 16. sözün birinci şuaının nurani ruhların aksine dair kısmındaki (hatta evliyadan ziyade nuraniyet kesb eden ve abdal denilen bir kısmı bir anda birçok yerlerde müşahede ediliyor, aynı zat ayrı ayrı çok işler görüyormuş) ila ahir olan kısmada bakılsın
Abdal için lügate müracaat
SORU 2: “Kardeşlerinizin meziyetlerini şahıslarınızda ve faziletlerini kendinizde tasavvur edip onların şerefleriyle şakirane iftihar etmektir.” İla ahir olan ihlasın dördüncü düsturundaki kısımlar ve tefani sırrının ihlasla yakın alakasının izahı?
Cevab: Evvela, ihlasla gayet yakın alakası vardır ki ihlasın düsturlarına geçmiş.
Saniyen: Lügatteki meziyet ve fazilet manalarına bakılsın.
Salisen: Hizmet-i imaniyede beraber çalışanlarda elbette her bakımdan müsavat olamaz. Anlayış, anlatış ve amel ediş …. gibi hasseleri ayrı ayrı olur. Öyle ise bir tatbikat yapalım. İman hizmetinde iki zatın biri çok anlayışlı, diğeri az anlayışlı ise çok anlayışlı olan tevazu gösterecek, az anlayışlı hizmet arkadaşına tahakküm etmeyecek. Az anlayışlıda bu çok anlayışlı hizmet arkadaşına rekabet değil gıpta dahi etmeyecek. Onun vücudu, hizmetin görülmesine ve anlaşılmaya vesile olduğundan dolayı böyle değerli bir kardeşle bu kutsi hizmette beraber çalışmayı layık gören Rabbine hamd ve şükredecektir. Birinde enaniyetsiz tevazu, diğerinde şâkirane iftihar olacaktır.
Tefani, “Birbirinde fani olmak yani: kendi hissiyat-ı nefsaniyesini unutup, kardeşlerinin meziyat ve hissiyatıyla fikren yaşamaktır.” İhlastaki tarife göre kalıplar ayrı, kalpler, maksatlar bir, elemler, sevinçler, meziyet ve faziletler umum kardeşlerin malı haline gelmesi ile tefanilik olur.
بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ
اِنَّ اللّٰهَ وَمَلٰٓئِكَتَهُ يُصَلُّونَ عَلَى النَّبِىِّۜ يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا صَلُّوا عَلَيْهِ وَسَلِّمُوا تَسْل۪يمًا
Manası: Tahkik Cenab-ı Hak ve cümle melaike Muhammed Aleyhisselatuvesselam üzerine salat u selam ederler. Ey iman eden kullarım siz de Muhammed Aleyhisselatuvesselam üzerine salat u selam ediniz.
Salavat-ı Şerife getirmenin fezaili hakkında ki bir kısım Hadis-i Şeriflerden mealler.
1 – “Her kim Hz. Muhammed (Sallalahu aleyhi ve sellem) üzerine bir kerre salat ve selam etse Allah o kimseye on sevab verir.”
2 – “Nas’ın efdali Muhammed (Sallalahu aleyhi ve sellem) üzerine çok salavat-ı Şerife getirendir.”
3 – “Bir kimse Muhammed (Sallalahu aleyhi ve sellem) üzerine salavat getirirse Melaike-i izam da ona salavat getirirler.” (Yani rahmet duası ederler)
4 – “Bir kimse benim ismimi duyduğu halde bana Salavat-ı Şerife getirmezse o kimse bahildir.”
5 – “Benim üzerime Cum’a günü çok salavat getiriniz.”
6 – “Bir kimse benim üzerime bir salavat getirirse Allah o kimseye 10 hasene verir 10 seyyiesini de afv eder.”
7 – “Ezan ve ikameti işiten kimse اللَّهُمَّ رَبَّ هَذِهِ ila ahir duasını okursa, Allah o kimseye gözler görmemiş, kulaklar işitmemiş ve kalb-i beşere hutur etmemiş sevap verir. Ve Muhammed (A.S.M.)’e Vesile ve Fadile ismiyle müsemma olan makam-ı Mahmudu ihsan buyurur”
8 – “Ümmetimden bir kimse benim için bir salavat-ı Şerife yazsa o kitap ve o Salavat-ı Şerife mahvoluncaya kadar Melaike-i Kiram o kimseye salavat ederler.”
9 – “Ümmetimden bir kimse Cum’a gününde bana 100 kere Salavat-ı Şerife getirse Allah o kimsenin seksen senelik hatalarından dolayı günahlarını afv eder.”
10 – “Sırat Köprüsü üzerinde bana salavat getirenleri bilmek isteyene alamet şudur ki, bu gibiler için sırat köprüsünde bir nur vardır. O Nur ehli, Nar ehli olamaz.”
11 – “Ümmetimden bana salavat getirmeyi unutan cennetin yolunu kaybeder. ” (Bu halinden o kimsenin bana muhabbeti olmadığı anlaşılır.)
12 – Cebrail Aleyhisselam bana geldi. “Ümmetinden bir kimse senin üzerine salavat getirirse ona da 70 bin melek rahmet duası ederler. Melaikenin rahmet duası ettiği kimse de cennetlik olur.”
13 – “Kim benim üzerime çok salavat getirirse Allah ona cennette çok huri ihsan eder.”
14 – “Ümmetimden bir güruh cennette benim havzıma gönderilirler. Ben o kimseleri benim üzerime getirmiş oldukları Salavat-ı Şerifenin nurundan bilirim.”
15 – “Ümmetimden bir kimse benim üzerime bir Salavat-ı Şerife getirse Allah ona 10 sevab, 10 salavat getirse 100, 100 salavat getirse 1000 sevab verir. Ve 1000 salavat getirse o kimsenin cesedini cehenneme haram eder. Ve Dünya da La İlahe İllallah kavlinden ayırmaz. Ve Ukba da münker ve nekir sualinden halas eder. Cennet-i Aliyatına idhal eder. Ve o kimsenin salavatı Nur olarak kıyamet gününde gelir ve salavatı karşılığında kendisine hesapsız cennet köşkleri verilir.”
16 – “Hz. Muhammed (S.A.V.) üzerine salat ve selam getirmek kul azad etmekten efdaldir.”
17 – “Kim Allah’a kendisinden razı olduğu halde kavuşmak arzusunda bulunursa bana çokça salat göndersin.”
18 – “İsteklerinin hasıl olmasında güçlüğe uğrayanlar bana çokça salat ve selam göndersinler. Salat ve selam gamların giderilmesinde, rızıkların çoğalmasında, müşkillerin hallinde biricik vesiledir.”
Orjinalini indirmek için tıklayınız!
Bir önceki yazımız olan 23) KADER İLE ALAKALI SUALLERE CEVAP başlıklı makalemizde kaderilealakalısorular hakkında bilgiler verilmektedir.