35) DERSHANELERE  ZEKÂTLA İLGİLİ CEVAP

35) DERSHANELERE ZEKÂTLA İLGİLİ CEVAP

اَلسَّلاَمُ عَلَيْكُمْ وَ رَحْمَةُ اللّٰهِ وَ بَرَكَاتُهُ

Kardeşim Nazif,

Mektubunuzun cevabı çok tehire uğradı kusura bakmayın.

Sual: Münazaratın 80 nci sahifesinde (İkincisi Zekâttır. Zira biz, hem Hanefi, hem Şafiiyiz. Bir zamandan sonra o Medresetüzzehra İslamiyet’e ve insaniyete göstereceği hizmetle, şüphesiz bir kısım zekâtı bilistihkak kendine münhasır edecektir. Bahusus zekâtın zekâtı da olsa kâfidir.) denilmektedir.

a) Biz hem hanefi ve hem de şafiiyiz demekle her iki mezhebin hükümlerini tatbik edebiliriz mi demektir.

b) Bu duruma göre açılmış bulunan dershanelere zekât verebilir miyiz? Bu dershanelerde hali vakti yerinde olanlar olduğu gibi fakir olanlarda vardır.

Cevap:

a) Sualinizin cevabı metindeki sarahatte zikredilmiştir. İki mezhep Ehl-i Sünnet vel cemaattendir. Mezheblerdeki ihtilaf zekât gibi esas rükünlerde değil belki teferruattadır. Mesela mezheb-i hanefi zekâtı münhasıran fakir-i Müslime verir. Şafii, ilim tahsili ile uğraşanlara da tahsis eder. Hanefi de, ilim tahsili ile meşgul olanlara bu yardımı caiz görür. Bundan da anlaşılıyor ki, zekâta ehliyet bakımından fakir-i Müslim ile ilimle iştigal edenler iki mezhepçe zekâta ehil olarak gösteriliyorlar.

b) İlim ikidir. Birisi: Bilinen dünyevi işlere medar ulûm ve fünundur. Diğeri de tefekkür-ü imaniye dayanan her saati en az bir sene ibadet hükmüne getiren tefekkür-ü imaniye dersleridir. Bu derslerin yapıldığı yerlere de aramızda dershane diyoruz. Öyle ise dershanelerin devamına, inşasına, onarımına bu sadakat (zekat da demektir) nüzur gibi şeylerin verilmesinde hiçbir zarar yoktur.

Sual: Altıncı Mektupta (Acz ve tevekkül ile fakr ve iltica ile Nur kapısı açılır. Zulmetler dağılır.) deniliyor. İzahı?

Cevap: Acz ile Kudret-i İlahiye ye istinad edilir. Tevekkül ile Rahmet-i İlahiye ye itimat edilir. Bütün ihtiyaçlarımıza cevap verecek Samed olan yani hiçbir şeye ihtiyacı olmayan, her muhtacın ihtiyaçlarını kolaylıkla temin eden, Allah’dır. (C.C.) İnandığını bilfiil göstermektir. Âcizin de, fakirin de, mütevekkilin de dayandığı kapı Rahmet ve mutlak gına sahibi olan Allah’dır. (C.C.) demektir. Bundan fazla izaha da lüzum yoktur. Çünkü fazla izahat Nur külliyatında eksiksiz mevcuttur.

Sual: Sekizinci Mektupta (Güneşin, sekiz ism-i Azamın bir sahife-i nuraniyesi olduğunu) bildiriliyor. Bu ne demektir?

Cevap: Bu hususta güneşin hangi isimlerin mazharı olduğuna dair bir sarahat yoktur. Fakat tereddütsüz Nur, Hakim, Rahim gibi Esmanın o mühim hizmetkârda mevcudiyeti aşikârdır.

Sual: Dokuzuncu Mektupta (Şu dünya hayatında en bahtiyar odur ki; Dünyayı bir misafirhane-i askeri telakki etsin ve öyle izan etsin ve ona göre hareket etsin. Ve bu telakki ile en büyük mertebe olan Mertebe-i rızayı çabuk elde edebilir.) denilmektedir. İzahı?

Cevap: Bilecek ki bu memleket daimi kalınacak bir yer değildir. İmrenilir o adama ki Dünya hayatını ervah âleminden, rahm-ı maderden gelerek buluğ çağına ermekle bir nevi Allah’a asker olmak yani, tavzif edilmek ve sonunda ölümle terhis olup gitmek ve terhisten sonra hizmetteki eksiklikleri gidermek için bir daha buraya ve hizmete döndürülmeyeceğini telakki edeni, biliyoruz. Üstadın bu gibilere karşı bahtiyardır demesi tam yerinde mükemmel, tam bir numaradır.

Öyle ise Allah rızasını esas tutan İhlas düsturlarına riayetle ihlası kazanan ve muhafazasına muvaffak olanlar için velayet meratibinden makam-ı rızaya erişmek kolaylaşmış olur. Allah müyesser ede. Âmin…

Sual: Yirmi üçüncü Sözün İkinci Mebhasının Birinci Nüktesinde (Şer ve tahripten ve nefse itimattan vaz geçse, istiğfar ederek tam abd olsa o vakit Fürkan Suresi 70 nci ayetin sırrına mazhar olur. Ondaki kabiliyet-i şer, nihayetsiz kabiliyet-i hayra inkilab eder. Ahsen-i takvim suretini alır, alayı illiyine çıkar.) denilmektedir. Kur’an mealinde ise bu ayete (Çünkü bunların kötülüklerini Allah iyiliğe çevirir.) manası verilmektedir ki, ikisi arasında bir fark görülmüyor mu?

Cevap: Sualinizin kısaca cevabı. İnsanda hem hayra, hem şerre götürecek meyelan vardır. Buna meyelan-ı hayr ve meyelan-ı şer tabir edilir. Bahsi geçen ayet ile insandaki şer kabiliyetinin hayra dönmesine işaret olduğu gibi seyyiat ile geçen ömrün hasenata çevrilmesi imkânına da kapı açılmaktadır. Hayrın da şerrin de halikı Allah’dır demektir. Bir ayetten yalnız bir tek mana maksuttur deyip kestirmek baştan başa mucize olan Ayat-ı Kur’aniyeyi bir tek mananın surları içine sıkıştırmak o kudsi kelamı dar bir zaviyeden görmek demektir. Buna da akl-ı selim asla cevaz vermez.

Sizin sualleriniz bizi rahatsız etmez. Yalnız vakitlerinizi kıymetlendirmek için sorulacak sualleri evvela kendiniz ve etrafınızdaki muhterem alakadarlarla istişare ettikten sonra mutlak ihtiyaç hâsıl olursa biz de hayatta bulunursak sormakta hiç bir beis yoktur.

19 Şubat 1976

El Baki El hubb-u fillah

Muhibb-i  Muhlisiniz 

İ. Hulusi Yahyagil

Orjinalini indirmek için tıklayınız!

Bir önceki yazımız olan 34) HASTAYA ŞİFA DUASI OKUMAK VE BİR KISIM SUALLERE CEVAPTIR. başlıklı makalemizde cihad, hastalaraşifaduasınasılyapılır; ve imanınmenfimeseleri hakkında bilgiler verilmektedir.