اَلسَّلاَمُ عَلَيْكُمْ وَ رَحْمَةُ اللّٰهِ وَ بَرَكَاتُهُ
Beş Sual ve Cevapları.
Sual 1: Bazen kesrette boğulmayıp, bazen bir fertle beraber kalmayı istemeyişinizin sebebini soruyor ve acaba sukutta mıyım? Diye evhama kapılıyorum, diyorsunuz.
El Cevab: Hâlıkımız bizi kesrete müptela etmiştir. Biz o müptelaya alışmışız, ünsiyet etmişiz. Erhamürrahimin bizi kesrette boğulmaktan kurtarmak için farz namazlarla huzuruna alıyor. اِيَّاكَ نَعْبُدُ وَاِيَّاكَ نَسْتَع۪ينُ dedirterek yüzümüzü kesretten vahdete çevirttiriyor. O huzur, bir tek fertten de sıkılmayı icab ettiriyor. Dördüncü Mektuptaki: “İnsten (ünsten) tevehhuş ve vuhuşa ünsiyet ettim. İnsanlarla sohbet arzu ettiğim vakit hayalen sizleri yanımda bulur, bir hasbihal ederim. Sizinle müteselli olurum.” demesi sizin bu halinize benziyor. Vesveseye düşmeyiniz.
Sual 2: Az oku, cüz’ü oku, her kitabdan bir cüz oku. Atasözünü izah et diyorsunuz.
El Cevab: Bunlar derslerimizle izah edilemez. Fakat hatırın için hatıratımı yokladım. Merhum Üstad bazen bir kitabı eline alır, birkaç sahifesini sathi gözden geçirir, kapatırmış ve o kitabı hülasaten anlarmış. Etrafındaki mütehayyirlere de; bir sandığın kapağını açarsınız, bir bakışta içinde neler bulunduğunu görmez misiniz, buyururmuş. Bu hatırayı senin Atasözü dediğine tatbik et. Umarım ki müşkiliniz hallolur.
Sual 3: Nur-u akıl kalbden gelir. İnsanları canlandıran emeldir, öldüren ye’sdir. Sözlerinin izahını istiyorsunuz.
El Cevab: Aklından, zekâsından ve tahsilinden dolayı, bir kimseye münevver deniliyor. Amma hakikatte münevver o kimsedir ki; kalbine iman nuru girmiş ola. 23. Sözdeki iman bir nurdur bahsine bakılsın. Buradaki emelden murad; ümittir. Rahmet-i İlahiyeden ümit kesmemektir. Günahtan dolayı ümidini kesmek, ye’se düşmek insanı öldürür. Rahmetin vüs’ati düşünülürse ye’se düşmeye mahal kalmaz. Maddiyatta da insanı ümit yaşatır. Davranışa canlılığa sevk eder. Ye’s büsbütün ümidin kesilmesi demektir ki, bu hal insanı atalete atar, bir nevi öldürür.
Sual 4: Sure-i Maide 99. ayet مَا عَلَى الرَّسُولِ اِلاَّ الْبَلاَغُ fermanını soruyorsunuz.
El Cevab: Peygamber aleyhisselatüvesselam o emr-i İlahiyeyi tebliğe memurdur. O İlahi emirleri dinleyenlerden bir kısmı kabul eder, inanır, iman getirir, mü’min olur. Bir kısmı kabul etmez, inanmaz, küfürde kalır, kâfir olur. Üçüncü nev’i, inanmış görünür amma hakikatte inanmamışlardır. Bunlar münafıklardır. Peygamber aleyhisselatüvesselam tebliğ vazifesini yapmıştır. Allah’ın, hidayetini murad ettikleri iman ederler, hidayetini murad etmedikleri ya küfürde devam ederler veya münafıklığı ihtiyar ederler.
Sual 5: Velilerin, hâli ve fiili himmetlerini soruyorsunuz.
El Cevab: Hâli olan himmet: Velideki Rahim isminin tecellisi ile takdir-i İlahi neticesi bir kimseye şefkat göstermesi, o kimsede Vedud isminin tecellisi ile aşk derecesinde o veliye muhabbetidir. Fiili olan himmet: Velideki keramet denilen harikaların tesiriyle o şahısta veliye karşı Vedud isminin tecellisiyle muhabbet göstermesidir.
İhtar: Bu gibi sualler mesleğimizin haricindedir. Düsturumuz ihlaslı kardeşlik ve tefani-i ihvanı elde edip muhafaza etmektir. Öyleyse bu cevaplarda hata etmiş isem Allah’dan afv niyaz ederim.
Muhibbi Muhlisiniz, Hulusi
Orjinali indirmek için tıklayınız!
Bir önceki yazımız olan 51) EHADİYET SIRLARIYLA İLGİLİ SUALLERE CEVAPLAR! başlıklı makalemizde ehadiyetsırrı hakkında bilgiler verilmektedir.