اَلسَّلاَمُ عَلَيْكُمْ وَ رَحْمَةُ اللّٰهِ وَ بَرَكَاتُهُ
Sual: Kur’anda Peygamberlerin ekserisi salihlere iltihakı istemişler. (Ya Rab! Onların hürmetine bu kâfirlerin ve ehl-i dalaletin, Kur’an ve iman hizmeti için salihlere iltihakını ihsan buyursun.) Demek en büyük ihsan-ı İlahi bir araya gelmektir. Bu ehl-i dalalet neden bu gibi şeylerden ibret almıyorlar?
Cevab: Allah, ehl-i imanı rencide etmeyi kendilerine kendilerine adet etmiş ve bundan bir nevi zevk almış olanların başlarına akıl, kalblerine iman versin demek yeter. Peygamberlerin, salihlere iltihakı geçmiş enbiya kafilesine katılmaları için temennidir. Fatiha-i Şerifedeki (En âmte aleyhim) bu sırra bakar.
Sual: “İman tevhidi, tevhid teslimi, teslim tevekkülü, tevekkül saadet-i dareyni iktiza eder.” Bunun izahı?
Cevab: İman tevhidi iktiza eder demek; Mü’min bütün ef’aliyle Allah’ın birliğini göstermesi demektir. Mesela: Rezzak birdir. Rızık maddelerinin esbaba ve vasıtalara dağılması Rezzak’ın birliğine inanmaya mani olmamak gerektir.
Tevhid teslimi iktiza eder; Yani: Allah’ı birleyen, O’nu esma ve sıfatı ile tanımak ve O’na muhabbetini tahsis etmek ve ancak O’nun izni ve rızası dâhilinde başkalarına ve başka şeyleri sevmek ile mahall-i iman olan kalbini selim bulundurmak ve ef’aliyle müslim olduğunu göstermek demektir.
Teslim tevekkülü iktiza eder; Müslüman tekâlif-i İlahiyyeyi vaktinde ve eksiksiz yapmak için Allah’ın havl ü kuvvetine istinad ve Allah’tan yardım istemesi demektir.
Tevekkül saadet-i dareyni iktiza eder; Yukarıdaki esaslara riayet eden mü’min, muvahhid ve müslim kişi bu fâni âlemde iyi niyeti ve anlayışlı davranışıyla kendisini mes’ud bilir. Ve ebedi hayatta da hakiki saadete layık göreceğini Erhamürrahiminden ümit ve temenni ederek o âlemde de mes’ud olacağını anlaması demektir.
Sual: “İman nasıl ki bir nurdur, insanı ışıklandırıyor. Üstünde yazılan bütün mektubat-ı Samedaniyeyi okutturuyor. Öylede kâinatı dahi ışıklandırıyor. Zaman-ı mazi ve müstakbeli zülümattan kurtarıyor.” Bunun izahı?
Cevab: İzahı aynı mahalde yeter derecesi yapılmıştır. Kısacası insanda ve âlemde tasarruf eden Zatın esma-i İlahiyyesinin hem şahsında, hem âlemde vakit be vakit, ayrı ayrı tarzda tecellisini hissedip anlamak demektir. Hastalığı ile Şafi ismini, açlığı ile Rezzak ismini anladığı gibi diğer isimleri de Rahmet-i İlahiyye eserlerini görmek ile anlayabilir demektir.
El Baki El Hubb-u fillah
Muhibbi muhlisiniz
İbrahim Hulusi
Orjinalini indirmek için tıklayınız!
Bir önceki yazımız olan 58) 20. MEKTUBLA ALAKALI SUALLERE VERİLEN CEVAPLAR. başlıklı makalemizde 20.mektub; Liya'rifun; Liya'budun hakkında bilgiler verilmektedir.