65) NEFİSTEN ŞİKAYET ve TARİKAT KİTAPLARINI OKUMAK HAKKINDADIR.

65) NEFİSTEN ŞİKAYET ve TARİKAT KİTAPLARINI OKUMAK HAKKINDADIR.

اَلسَّلاَمُ عَلَيْكُمْ وَ رَحْمَةُ اللّٰهِ وَ بَرَكَاتُهُ

Sevgili Kardeşim,

23 Ağustos tarihli mektubunuzu aldım. Sıhhatte olduğunuzdan dolayı Allah’a hamd ettim. Allah afiyette daim etsin, âmin. Mektubunuzda, her zaman olduğu gibi nefsinizden şikayet ediyorsunuz. Bunda haklısınız. Çünki nefis kötülüğü emreder. Yalnız şikâyet Hâlık’tan şekva suretini almamalıdır. Bilirsiniz ki; şu dünyanın üç yüzü vardır;

Biri; esma-i İlahiyyenin tecelligâhı,

İkincisi; ahiretin mezraası,

Üçüncüsü de; nefsin hevesatına bakan yüzüdür.

Birinci ve ikinci yüzleri makbuldür, onlar sevilir. Üçüncü yüzü sevilmez. Biz bu âleme hakiki rahat içinde yaşamak için getirilmedik. Belki imtihan ve ibtilâlara maruz kalarak onlara karşı sabır edip rıza-i İlahiyi gaye yapıp ubudiyet dairesinde şekvasız ve bizden daha kötü durumda olanlara bakarak hamd ve şükürle, Erhamürrahimin olan Rabbimizin nihayetsiz Rahmetine güvenip “İnnallahe meassabirin” fermanına fiilen inandığımızı göstererek farize-i ömrü geçirmeye gelmişiz. İmtihan ve ibtilâda, şekva musibeti artırır. Çünki şekvanın manası şükrü bırakmaktır. Kader-i İlahiyeyi ittihamdır. Bu hal, daima aksi maksatla karşılaşmamıza sebep olur.

Bazı tasavvuf kitaplarını okuduğunuzu yazıyorsunuz. Elinizdeki nurlu eserlerde her matlubunuz vardır. Onlar birer tiryaktır. Başka şeylerle meşgul olmayınız. Hem ihlas risalesini çok dikkatli ve devamlı okuyunuz. Bu sayede Hazreti Ali radiyallahü anh ve Hazreti Gavs (k.s.) gibi kahramanların iltifatına mazhar olursunuz. Evet, o küçücük ve en az onbeş günde bir okunması tavsiye olunan İhlas risalesinde öyle esrar var ki her okuyuşta kalbe yeni yeni manalar geliyor.

Yine pekiyi bilirsiniz ki; aramızda esas olan rıza-i İlahi ve uhuvvettir. Baba ile evlâd ve şeyh ile mürîd münasebeti değildir. Ben sizi اِنَّمَاالْمُؤْمِنُونَاِخْوَةٌ fermanı hükmünce bir ahiret kardeşim olarak tanıyor ve seviyorum. Nurlardan aldığım feyizleri her vesile ile size de bildirmekte zannedersem kusur etmiyorum. Benden başka kapı soruyorsunuz. Sizde bilirsiniz ki şu zamanda daire-i Nuriye’de bulunmak öyle bir nimettir ki onun haricinde nur aramak, güneşi bırakıp başka güneş aramaya kalkmak demektir. Böyle yapan başka güneş bulamaz. Bulsa bulsa belki mum bulur. Bu hayat yolculuğu mum ışığı ile tenvir edilemez.

Hülâsa; Kardeşim birkaç kelime ile sözlerimi icmal edeyim.

  1. Nur dairesi bize kâfidir. Başka nur aramaya ihtiyaç yoktur.
  2. Vazifemiz hizmettir. Fütur değildir, yani yılmak, usanmak değildir.
  3. Hakkımızda Allah’ımız çok büyük ikramlar ve in’amlarda bulunmuştur. Bunların devamı ve artması şükre bağlıdır. Şükre devam etmeli ve şekvaya girmemelidir.
  4. Tasavvuf kitapları bizi meşgul eder. Himmeti, Kur’andan gelen Nur’lardan tefeyyüz etmeye sarf etmeliyiz. Yoksa zarar ederiz.
  5. İhlası çok ve dikkatli okuyunuz, göreceksiniz ki o küçük eser bir Nur denizini içine almıştır.
  6. Nur’lardan öğrendiğinizle a’mal edip, mümkün oldukça başka din kardeşlerine de faideli olmaya çalışınız.
  7. Nur dairesi dâhilindeki müşküllerinizi sorunuz.
  8. Allah’tan gelene rıza ile mukabele, ibtilâlara sabırla tahammül gösteriniz. Erhamürrahimin sizi ve bizi iman dairesinde, nimetini ve nihayetsiz rahmetini bizlerden esirgemeden bulundursun.
  9. Yekdiğerlerimizi dualarımızda dâhil etmeliyiz.
  10. Bizim hasta perhizle, ilaçla gün geçiriyor. Refikanız ahiret hemşirem ve manevi kızıma da acil şifalar dilerim.

Efrad-ı ailenizle her iki âlemde mes’ud müteşekkir kullardan olmanızı ve her türlü mesaibden hıfz-ı İlahide bulunmanızı âcizane temenni ederim. Sizden hayır dua beklerim.

30 Ağustos 1965, Bizi soranlara mahsus selam söyle ve arasıra görüş. Mektubunuzun arasını çok uzatma.

Ahiret Kardeşiniz

İbrahim Hulusi

Orjinalini indirmek için tıklayınız!

Bir önceki yazımız olan 64) “NUR İSTEYENE, RİSALE-İ NUR KÂFİDİR." başlıklı makalemizde risaleinurkafidir; nuraramayaihtiyaçyoktur; hakkında bilgiler verilmektedir.