4) BEDİÜZZAMAN HAZRETLERİNİN HULUSİ BEY’E HİTABEN YAZDIĞI MEKTUP

4) BEDİÜZZAMAN HAZRETLERİNİN HULUSİ BEY’E HİTABEN YAZDIĞI MEKTUP

بِاسْمِهِ مَنْ تُسَبِّحُ لَهُ السَّمَوَاتُ السَّبْعُ وَاْلاَرْضُ  وَمَنْ فِيهِنَّ 

وَاِنْ  مِنْ شَيْءٍ اِلاَّ يُسَبِّحُ بِحَمْدِه

اَلسَّلاَمُ عَلَيْكُمَا وَعَلَيْكُمْ  وَعَلَى اِخْوَانِكُمْ لاسِيَّمَا الحسينين الاَرْبَعَةِ وَ رَحْمَةُ اللّهِ وَ بَرَكَاتُهُ

Aziz Kardeşim:

Senin mektubun çok hoşuma gitti. Daha bir müddet yakınımda kaldığın için, Allah’a şükür ediyorum. Bence şu dâr-ı dünyada en kıymettar şey, Sıddık bir dosttur. Cenâb-ı Hakk’a yüz bin şü­kür ediyorum ki; sizler tarik-ı Hakda Sıddıkların çoğalmasına sebebiyet ver­diniz.

Madde 1: İstanbul’dan eski Said’in ted­kikat-ı ilmiye neticesinde, ulemaca pek makbul olup, yaldızla tab edilmiş “Nokta” risâlesini bana göndermişler.

Bu defa dikkatle mütâla ettim. Cenâb-ı Hakk’a şükür ettim ki: Eski Said’in fikr-i aklıyla ve îman nazarıyla bulduğu hakâiki, Yeni Said keşf-i kalbiyle, zevk ve vicdanıyla, Kur’ân’dan ahz ettiği Yirmi Dokuzuncu Söze mutâbık, onu tağyir ve tebdile lüzum bırakmamış.

Yalnız, Eski Said’in kuvvet-i ilim ve nazar-ı aklıyla göremediği ince nokta­lar var ki: Yirmi Dokuzuncu Sözde var­dır. Bilhassa haşrin âhirinde, remizli kısımda, dünyayı ahirete tebdildeki, makâsıd-ı İlâhîyeyi, On Dokuzuncu Söz göstermiştir. Hem Beka-i Ruh ve Mela­ike mebhaslarında mühim yeni noktalar keşfedilmiştir. Nokta Risâlesinde yoktur. İşte arzunuz varsa, o Noktayı yadigâr için, size göndereceğim.

Madde 2: Otuz İkinci Sözün, İkinci Mevkıfında, Üçüncü Maksadı sekiz, on def’a okudum. Okudukça benim fazlaca hoşuma gidiyor. Anlaşılıyor ki: Ondaki hakîkat­lara ruhlar çok muhtaçtır. Fıtraten be­nim ruhuma çok yakın ve münâsib olan ruhunuz dahi, belki ondan hoşlanır, haber veriyorum.

Hem de, senin ile Hakkı Efendi ve bütün Sözler’i tamamen dinleyenlerden sual ediyo­rum ki: Sözler’de ibare kusurları müstesna olmakla beraber, içindeki hakîkatlar cerh edilebilir mi? Veyahut lüzumsuz şeyler, içinde var mı? Veyahut bazılarının izharı umuma zarar verir mi? Hem onları dinleyenler imanını tamamen kurtarabilir mi? Hem o hakâikle, Avrupa ehl-i dalâletine meydan okunabilir mi? Bunları soruyorum. Çünkü siz, o hakîkatları bilerek iki def’a mütalaa ettiniz. O nurlu kalbinizin şehâdeti bence cerh edilmez.

Madde 3: Madem lâyık insanlara Onuncu Sözleri veriyorsunuz. Kendime mahsus cildlettiğim bazı nüshalar kalmış, on tanesini sana gönderiyorum. Lâyık gör­düğün zevata verebilirsin.

Madde 4: Otuz İkinci Sözün üç mevkı­fını, çok güzel yazmışsınız, Merhum Abdur­rahman’ı bana unutturdunuz.

جَزَاكَ اللّٰهُ خَيْرً كَث۪يرً

Kitabın cildini güzelce yapan Ahmet Kâzım’ı, Cenâb-ı Hak dareynde mes’ud et­sin.

Madde 5: Şeyh Mustafa’yı bu defa iyi gördüm. İnşallah sadâkatda devam eder. Doktora selam ederim. Yeni dostunuz olan Mülazım Niyazi’ye tarafımdan selam söyle­yiniz. Senin beğendiğini ben de beğeni­yorum. Mustantık İsmail Hakkı Efendilere selam et. Pederine benim tarafımdan se­lamımı yazsın ve keyfini sual etsin. Başka­tip Bekir Sıdkı ve Müdde-i Umûmî Şükrü Efendi’ye selam ediyorum.

Bir vâsıta ile Kaymakama selamımı tebliğ edip, diyesiniz ki: İstirahat-ı ruhi­yeye pek çok muhtaç olduğum, bu üç senede Cenâb-ı Hak şu Kaymakamı zâhirî bir vasıta yaptığı için, Cenâb-ı Hakk’a şükür ederim. Ve Kaymakama da duâ ediyorum. Cenâb-ı Hak onu muvaffak etsin, istikamet ihsan etsin. O çok def’a ha­tırıma gelecek. Ben gitmedim, benim yerime dostum bizim tarafa tahvil etmiş gidiyor. Allah hayırlı selamet versin.

Madde 6: Kardeşimiz Abdulmecid, aldığı Sözlerden pek çok memnun olmuş­tur. Yeniden bir kısmını daha sizlere gönde­receğim. Gâyet emniyetli bir sûrette, ona gönderiniz. Ona gönderilen Sözler, binler adamlara gönderilmiş gibidir. Çünkü: O da ikinci bir Hulûsîdir. Hem de gâyet yük­sek bir âlimdir. O havaliye neşreder.

 

اَلْبَاقِى هُوَ الْبَاقِى

Kardeşiniz

Said Nursi

Orjinalini indirmek için tıklayınız!

Bir önceki yazımız olan 3) BEDİÜZZAMAN HAZRETLERİNİN KENDİ EL YAZISI İLE HULUSİ BEYE MEKTUBU başlıklı makalemizde hulusi ve Muhlis hakkında bilgiler verilmektedir.