اَلسَّلاَمُ عَلَيْكُمْ وَ رَحْمَةُ اللّٰهِ وَ بَرَكَاتُهُ
BEŞ SUALDEN BİRİNCİSİNE CEVAP;
Kader bizce bilinmeyen, Allah’ın bildiği şeylerdendir. Biz hayrın da, şerrin de Allah’ın takdiriyle olduğuna inanmakla mükellefiz. İhtiyarın vücudunu birinci ve ikinci vecihte öğrendik. İlm-i İlahinin ihtiyarımıza taalluku demek ihtiyarımızı nasıl kullanacağımızı Allah bilir demektir.
Size biraz daha açık ifade edeyim;
KADER: Gözle göremediğimiz bir kâğıdın üzerine renksiz, ilaçlı bir madde ile yazılmış bir yazı gibidir. Bu yazıyı gözle görünecek hale getirmek için ilaçlı bir madde sürülür. Ve bu suretle o gizli yazı meydana çıkarılmış olur. İşte bu kâğıda sürülen ilaçlı madde cüz’i irade veya cüz’i ihtiyarımızdır. Biz cüz’i irade ve ihtiyarımızı kullanırız, kaderin gizli yazısı meydana çıkar. Eğer cüz’i ihtiyarımızı şerde kullanmışsak mesuliyet bizimdir. Halk eden Allah’tır.
İKİNCİ SUALE CEVAP: Malumun zatı iradeye bakar ve kudrete istinad eder. Buradaki irade, İrade-i külliye veyahut İrade-i İlahiye manasınadır. Kul cüz’i iradesini kullanır fakat İrade-i külliye-i İlahiye ile kader namı altındaki gizli neticeyi değiştiremez. Meselâ bir adam diğer bir şahsı öldürmeyi ister. Cüz’i irade ve ihtiyarı ile her türlü tedbiri alır, Allah’ta o şahsı ölümden kurtarmayı irade eder. Şahsın katl fiili tahakkuk edemez. Kudreti her şeye yeten ALLAH, öldürülecek şahsı ölümden kurtarır. O ezel ilmine eşyanın tertip ile girmesini ve kendisinin onun haricinde bulunduğunu tevehhüm ederek, ona göre muhakeme yürütmek hakikat değildir. Cümlesindeki “kendisinin” tabirini öğrenmek istiyorsanız bu yazıyı takip eden misalde izah edildiği gibi, bu tabirden maksat biz ve muhakematımız ve cüz’i ihtiyarımız demektir.
ÜÇÜNCÜ SUALE CEVAP: Beşinci vecihdeki Cebriye dâlâlete düşmüş bir fırkadır. Yeni lügatta ki 55 ve 56. sahifedeki CEBRİYE ve CEBERİYE ile ikinci sahifedeki ABES manalarını okuyunuz. Bu hususta benim fazla bir bilgim yoktur.
DÖRDÜNCÜ SUALE CEVAP: Altıncı vecihteki eğer desen tercih bilâ müreccih muhaldir. Suâli neden icap etmiştir. Bunlar kelâm ilmine ait şeylerdir. Ve hatıra gelebilen şeylere sorulmadan cevap vermektir. Meselâ bir mes’eleyi bir muallim talebeye anlatırken eğer hatırınıza gelirse ki bunun böyle olması nedendir. Daha kuvvetli bir delil getirilemez mi şeklinde muhtemel bir suale öğretmen tarafından sorulmuş gibi cevap verilmesi nev’indendir.
BEŞİNCİ SUALE CEVAP: Ahiret, ceza ve mükâfat mahallidir. Herkes amelinin karşılığını görecektir. Müstehakkı cezaya, merhamet orada olamaz. Haşir dersini tetkik ediniz. Sebepsiz üstün kılmak vardır. Çünkü ALLAH dilediğini sebepsiz üstün kılar. لاَ يُسْئَلُ عَمَّا يَفْعَلُ dir. Yaptığından mes’ul edilemez. Bunun numuneleri de bu âlemde görülüyor ve görülmektedir. Esasen bu mebhas ehl-i ilme mahsus iken sizin yalnız ALTINCI VECHE dair sualiniz üzerine biz bir nebze izaha çalıştık. İktidarımız haricindeki daha açık beyana elbet de gücümüz yetmez. Kusura bakmayın.
Bu kadarla iktifa ederiz. Size ve bütün kardeşlere binler selâm eder hayır dualarınızı rica ederim.
8.2.1969
El baki El hubbi fillâh
Muhibbi Muhlisiniz
İbrahim Hulusi
Orjinalini indirmek için tıklayınız!
Bir önceki yazımız olan 25) NİYET VE FENN-İ HİKMET KÜTÜPHANESİ İLE ALAKALI SUALLER VE CEVAPLAR başlıklı makalemizde fennihükümetkütüphanesi hakkında bilgiler verilmektedir.