2) RAMAZAN HUTBESİ 1

2) RAMAZAN HUTBESİ 1

اَلْحَمْدُ لِلّٰهِ الَّذِى زَيَّنَ قُلُوبَ الْمُئْومِن۪ينَ بِدُخُولِ شَهْرِ رَمَضَانْ.  وَفَرَّحَ اَرْوَاحَ الْعَابِد۪ينَ بِطُلُوعِ شَهْرِ رَمَضَانْ. وَفَتَحَ اَبْوَابَ الرَّحْمَةِ وَالْمَغْفِرَةِ لِلْعَالَم۪ينَ ف۪ى شَهْرِ رَمَضَانْ. وَمَحْبِسَ الشَّيٰاط۪ينَ حِفْظًا لِصِيَامِ عِبَادِهِ مِنْ اَوَّلِ شَهْرِ رَمَضَانْ. وَ وَعَدَ لِعِطَاشِ لِلصَّائِم۪ينَ بِمَاءِالْكَوْثَرِ ف۪ى شَهْرِ رَمَضَانْ. اَشْهَدُ اَنْ لاَ اِلهَ اِلاَّ اللّٰهُ تُنْج۪ى قَائِلَهَا مِنْ عَذَابِ النّ۪يرَانِ٭ وَ نَشْهَدُ اَنَّ سَيِّدَنَا الْمَبْعُوثُ فِى الزَّبُورِ وَالتَّوْرَاتِ وَاْلاِنْج۪يلِ وَالْفُرْقَانْ صَلَّى اللّٰهُ عَلَيْهِ وَ اَلِهِ وَ اَصْحَابِهِ اَجْمَع۪ينَ٭

قال الله تعالى فى كتابه الكريم٭ اَسْتَع۪يذُ بِااللّٰهِ٭

….. شَهْرُ رَمَضَانَ الَّذ۪ٓى اُنْزِلَ ف۪يهِ الْقُرْاٰنُ

٭ صَدَقَ اللّٰهُ العَظ۪يمُ٭

Cemaat-i Müslimin! Bu günkü mev’izemizde Ramazan-ı Şerifteki orucun hikmetlerinden ikisini daha beyân edeceğiz.

Birincisi: Kur’an-ı Hâkim Ramazan ayında nüzul ettiği için, bu ayda Kur’an’a hürmeten, ehl-i İman nefislerini süfli şeylerden ve malayanilerden çekerler. Yemek içmeyi de terk ile meleklere benzeyerek, bu suretle Kur’an’ı okur ve dinlerler ve Kur’an’daki ilahî hitapları yeni nazil oluyor gibi, Resul-i Ekrem’den (Aleyhisselatu vesselam) işitiyor gibi, Hz. Cebrail’den (A.S.) belki Mütekellim-i Ezeli’den dinliyor gibi kutsi bir hal alırlar. Ramazan-ı Şerifte İslam âlemi bir mescit halini alır. Bu mescid-i ekberde milyonlarla hafızlar o semavi hitap olan Kur’an’ı küre-i arz üzerinde yaşayanlara işittiriyorlar. O muazzam cemaatin bazıları huşu ile o hafızları dinlerler. Diğerleri kendi kendine okurlar. Böyle bir vaziyetteki bir mukaddes mescitte, nefsin süfli heveslerine tabi olup yemek, içmekle o nurani vaziyetten çıkmak ne kadar çirkin ve o mescitteki cemaatin manevi nefretine ne kadar hedef ise, Ramazan-ı Şerifte oruç tutmayanlar ve alenen oruç tutmadıklarını gösterenler o derece umum o İslam âleminin manevi nefret ve tahkirine hedeftirler.

İkincisi: Dünyaya ahireti kazanmak için geldiğini bilen insan, elbette sermaye-i hakikiyyesi olan ömrünü, hakiki kazanç yolunda geçirmek ister. İşte Ramazan-ı Şerif bire bin kazanılacak mübarek bir aydır. Kur’an’ın her bir harfinin on sevabı var. Ramazan-ı Şerifte her bir harfin bin sevabı oluyor. Ayet-el Kürsi gibi bazı ayetlerin her bir harfinin binler ve ramazan cumalarında daha ziyade, Leyle-i Kadir’de her harfin otuz bin sevabı vardır.

İşte bu kudsi, ebedi, kârlı ticareti yapmak isteyenler, Kur’an ayı olan Ramazanı; ahiret ticareti için gayet kârlı bir meşher, uhrevi hasılat için gayet münbit bir tarla, amellerin yetişip çoğalması için manevi nisan yağmuru, Rububiyyet-i İlahiyenin saltanatına karşı iman ve itaatlerini göstermek isteyen insanların bayramı olarak tanırlar. Bundan dolayı o mübarek ayda yemek, içmek gibi nefsin hayvani ihtiyaçlarına, dünyaya ve ahirete yaramayan malayani vesair menhiyata girmemek hikmeti ile oruç tutmalarının emredilmiş olduğunu anlarlar. Ve bu anlayışlarıyla yemek, içmek gibi hayvani ihtiyaçlarını muvakkaten bırakmakla melekleşirler ki, dünyaya ait ihtiyaçlarını muvakkaten bırakmakla, bir ahiret adamı ve cesedle tezahür etmiş ruh vaziyetine girerek, oruçları ile kalplerini tecelliyat-ı İlahiyyeye ve füyüzat-ı Samadaniyeye hazırlarlar. Leyle-i Kadr’in bin aydan hayırlı olduğu hakkındaki Allah’ın (C.C.) fermanı, bir tek Ramazanda seksen senelik ömrün faidesi kazanabileceğine kat’i hüccettir.

Ramazan, karanlıklı bu dünya hayatının en nurlu Leyle-i Kadir’idir. Ramazan, Kur’an’ı Hakim’i Ramazan-ı şerifte inzal buyuran Ezel ve Ebed Sultanı’nın bir bayramıdır. Ramazan, insanları bir derece, süfli, hayvani ve gafletli meşguliyetlerden çekmek için, oruca emredilen mübarek bir aydır. Orucun ekmeli; mide gibi bütün duyguları göze, kulağa, kalbe, hayale, fikre vesair aza ve cevarihe de bir nevi oruç tutturmaktır.

Mesela: Dilini yalandan, gıybetten, kötü sözlerden ayırıp Kur’an okumakla, zikir, tesbih, salavat ve istiğfarla meşgul etmek, gözünü namahreme bakmaktan kulağını fena şeyleri işitmekten men edip, gözünü ibrete ve kulağını hak ve Kur’an dinlemeğe sarf etmek gibi bütün cihazlarına bir nevi oruç tutturmaktır.

Zaten insanın vücudundaki en büyük bir fabrika olan mide, oruç ile çalışmasını bırakırsa diğer küçük tezgâhları kolayca kendisine tabi edebilir.

الاان احسن الكلام

Orjinalini indirmek için tıkayınız!

Bir önceki yazımız olan 35) DERSHANELERE ZEKÂTLA İLGİLİ CEVAP başlıklı makalemizde dershanelerezekat, dershanelerezekatverilirmi ve medreseyezekatverilirmi hakkında bilgiler verilmektedir.