اَلسَّلاَمُ عَلَيْكُمْ وَ رَحْمَةُ اللّٰهِ وَ بَرَكَاتُهُ
Sual: “İlim ile gelen mesail-i imaniye dahi akıl midesine girdikten sonra derecata göre ruh, kalb, sır, nefis ve hakeza, letaif kendine göre birer hisse alır, masseder.”
Cevab: Bir hakikattır, imanda tecezzi yoktur. Fakat tekemmül vardır. İnsan bu âleme taallümle tekemmül etmek için gönderilmiştir; hakikatı bunlara bakar. Teemmül edilsin.
Sual: Bazı yerde muhabbet-i zatiye geçiyor, ne demektir?
Cevab: Fani şeylere muhabbetin manasızlığına işaret; Muhabbet ve havfın mercii ancak Allah olduğuna inanmaktır. Allah nam ve hesabına olan sevgilerde, Allah hesabına geçer.
Sual: اَللّٰهُ نُورُ السَّمٰوَاتِ وَاْلاَرْض Ayetten maksat nedir?
Cevab: Bu ayet-i Nur’un derslerimizde tefsiri vardır. Oraya bakılsın.
Sual: Peygamberlerin gelmesinin bir hikmeti; İnsanları kesretten vahdete çıkarmaktır, ne demektir?
Cevab: Peygamberlerin gelmesinin birinci gayesi; insanları şirkten tevhide davettir.
İbadetin gayesi: Mahz-ı lütf-u İlahi olarak kesrete mübtela olan insanları kurb-u huzuruna müşerref edip onların yüzlerini kesretten vahdete çevirmektir. Şu halde peygamberler hem tevhide davet ediyorlar, hem de davet ettiklerine nasıl ibadet olunacağını bilfiil gösteriyorlar demektir.
Sual: İnsan kâinatın küçük bir misal-i musağğarıdır. Bunun izahı?
Cevab: Küçüklüğü ile beraber insan, kâinatın hilkatinin vesilesi olduğuna işarettir. Birçok derslerde izahı vardır.
El Baki, El hubbi fillah, Muhibbi Muhlisiniz
İbrahim Hulusi
Orjnali indirmek için tıklayınız!
Bir önceki yazımız olan 156) KUR’AN’IN NUR’U ÜFLEMEKLE SÖNDÜRÜLMEZ başlıklı makalemizde Kur'anın Nur'u hakkında bilgiler verilmektedir.