اَلسَّلاَمُ عَلَيْكُمْ وَ رَحْمَةُ اللّٰهِ وَ بَرَكَاتُهُ
Sevgili Kardeşim.
Uzun mektubunuza cevabım bu yazı ile kısa olacak. Kusura bakmamanızı peşinen rica ederim. Sıraladığınız mazeretlerle buradan ayrılmayı zaruri göstermiş, biz de ister istemez muvafakat etmiş idik ki, bu da kapalı kaderin bir tezahürüdür. Fani ve zail şahsiyetim bize ne ümit ve ne fütur vermemelidir. Ne zaman artık orada kalmayı faideli bulmazsanız, teşebbüs edebilirsiniz. Allah için biribirine muhabbet besleyenlere ayrılık yoktur. Daima beraberlerdir.
Merkez ilkokullarına nakliniz; Maarif mesleğine girmek hususundaki arzunuzun tahakkuku demektir. Bu arzunuza ancak Allah hakkınızda hayırlı etsin derim.
Elbette her sahada iyi ve kötü cihetler vardır ve olabilir. Sabırlı davranış, muhite intibakı becermeye dirayetiniz, inayet ve Rahmet-i İlahiye’ye itimadınız müşkilleri yenmeye kâfi gelir ümidindeyim. Validenizin rahatsızlığının sıhhate dönmesini eltaf-ı İlahiye’den niyaz ederim. Sıhhi tedbirlere de tevessül edilirse iyi olur. İnşallah, toplu halde yapmakta olduğumuz dualarda Rahmet-i İlahiyye müşfik validenizi de dâhiline alır.
Suallerinize cevap:
- Kur’an’ın hazinesinden o zata verilen alet ve elektrik, tahkiki imandan gelen kuvvet ve nurdur. Hıfz-ı Kur’ani her müşkilata galib ve lezzet-i hizmet-i imaniye her kederi unutturur, dersi ile bizde o satırları takip edebiliriz.
- İnsanın bir ferdinin sair hayvanatın bir nev’i hükmünde olması, insanın mükerrem bir mahlûk olması, ahsen-i takvime müstaid bir yaradılışa layık görülmesi aza, alet ve cihazat ve letaif ile tezyin edilerek umum mahlûkat üstünde bir zabitlik ile tesbihatlarına müdahale etmesi, hayatlıların vahib-ül hayata olan tahiyyelerini kendi hesabına O Zat’a (c.c.) takdim etmesi gibi yüksek meziyetlerin insanın iman ve İslamiyet’le nurlandıktan sonraki hali elbette böyle bir tek insan hayvanların bir nev’i hükmünde olduğuna kâfi delildir.
- Hava âleminden, Nur âleminden, anasır âleminden gelen insanın cevherleri hangileridir? Bu suale cevab vermeden bir başlangıç yapmak lazım. Bir Vacib-ül Vücud var ki; Allah’dır. Bir de mümkün-ül vücud var; o da Allah’ın var ettikleridir. Mümkün-ül Vücud olan şey, eğer vücudunun bekasından değişikliğe uğramazsa ona cevher denilir. Eğer değişikliğe uğrarsa ona “arez” derler. Vücud başka, beka-yı vücud başkadır. Bütün mümkinat ya cevherdir veya arezdir. Cevherler beş kısımdır.
a) Hayali: Bir maddenin hayali tasavvur olunan şekli
b) Suret-i cismiye
c) Cism-i tabii
Bu üç cevher birbirine yakındır. Diğer iki cevher birbirinden farklıdır.
d) Nefis
e) Akıldır
Arez: Mütekellimine göre nefsi ile kaim ve sabit olmayıp cevher ile kaim olan şey; yenecek şeyler, renkler gibi. Bu başlangıçtan sonra, hava âleminden gelen cevher ağzımızın boşluğundaki hava, dilin hareketi, içeriye çekilen havanın iadesi, aklın, şuurun müdahalesi ile meydana çıkan manalı sözler. Tırnak kadar bir alıcı radyonun içindeki havanın Hüve nüktesindeki izaha göre insana hava âleminden gelen veya gönderilen cevherdir. Nur âleminden gelen cevher iki türlü düşünebilir ki; zahir olanı gören gözdür.
Öyle kimseler var ki göz yapısı itibariyle sağlam görünürken nuru olmadığından bakar kördür. Bir de batını görmek vardır ki: buna da nurlanmış kalbin görmesi denilir.
مَنِ اخْتَفٰى بِشِدَّةِ ظُهِورِهِ Yani, şiddet-i zuhurundan gizlenmiş olan Allah’ı (c.c.) nurlanmış kalb sahibi kendisinde ve âlemde görür. Anasır âleminden gelen cevherler su, hava, toprak ve ziya hararet denilen dört unsurdur. 30. Lem’anın 6. Nükte ve haşiyelerine ilaveten وَجَعَلْنَا مِنَ الْمَٓاءِ كُلَّ شَىْءٍ حَىٍّ٭ Enbiya Suresi 30. ayette “suyu” her şeye sebeb-i hayat kıldığını Allah ferman buyuruyor. Su zahiren bir maddedir. Fakat iman nuru onu bir cevher olarak tanıtır. Havanın, cevher oluşu geçti. Tekrara lüzum yok. Toprak zahirde maddedir.
اَكَفَرْتَ بِالَّذ۪ى خَلَقَكَ مِنْ تُرَابٍ ثُمَّ مِنْ نُطْفَةٍ Sure-i Kehf 37. Ayette ki ve daha birçok ayetler, insanın topraktan halk olunduğunu ve daha birçok mahlûkata da vesile-i hayat olduğunu göstermesi topraktan gelen cevherdir. Hayatımızın devamı için muhtaç olduğumuz hayvani ve nebati maddeler topraktan halk olunuyorlar. Ziya, hararet beraber düşünülür. Bu unsur olmazsa hayatlı hayatını devam ettiremez. Vücuttaki kanın deveranı ve cevelanı, harareti meydana getiriyor. Bize teshir edilen Şems, evimizi, kendimizi muhtaç olduğumuz maddeleri hem ısıtıyor, hem istifade edilecek hale getiriyor. İşte arez içinde cevheri veya cevherleri. Bu mülahazalarla bulur ve görürüz…
Bu kadar yeter. Umum namına selam ve dualar sunarız.
El Baki, El hubbifillah, Muhibbi Muhlisiniz
İbrahim Hulusi
Orjinali indirmek için tıklayınız!
Bir önceki yazımız olan 162) RÜ'YET-İ CEMALULLAH başlıklı makalemizde biat, cennet ve rüyet hakkında bilgiler verilmektedir.